Burada kimse sizinle ilgilenmez. Burası sadece bir iş yeri.

Bir adamın kendi cesedini gömmesi kadar acımasız bir şey yoktur.

Kendini kandırmayı bırak artık! Bu dünya dolambaçlı ve karanlık bir yerdir.

Seni tanımam mümkün değil.

Hayat oldukça acımasız, ama ben daha da acımasız olabilirim.

Hayatta kalanlar, acımasız olmayı öğrenirler.

İnsanlar birbirlerine karşı ne kadar acımasız olabilir?

Savaşta insanlar ölür. Bu kadar basit.

İnsanlar birbirlerine karşı çok acımasız olabiliyor.

Bunu neden yapıyorsunuz? Bize nasıl yapabiliyorsunuz?

Yanı başımızda insanlar ölüyor, ama biz burada oturup bekliyoruz.

Beni yaralıyken sevme, ya da acıklı bir durumdayken, bütün bunları hak edecek biri değilim.

Hayatın gerçekleri bazen biraz fazla acımasız olabilir.

Bir kuşun ölümü, insanlığın ne kadar acımasız olabileceğini gösterir.

Korkunun ve acımasızlığın kılıcıyla dans ediyorum.

Gerçek şu ki, insanlar o kadar acımasızdır ki, onlara karşı koyamazsınız.

Hayat ne kadar acımasız, herkes birbirini yemek için bekliyor.

Zayıfların kaderi belli, dayak yemek.

Burası bir hapishane, burada sadece zayıflar kalır.

İnsanlar birbirlerine ne kadar kötü davranabilir, biliyor musun?