Bir sanat eseri gibi yaşamak istiyorum, bir resim gibi, bir film gibi.

Oyuncu olmak, doğada yaratılış gereği var olan bir durum değil midir zaten?

İyi kitaplar, güzel resimler, iyi müzik gibi bir evde büyümek çok önemli. Onlar insanın ruhunu besler.

Sinema, ruhun gıdasıdır.

Bir film sadece beyaz perde üzerinde değil, insanın kalbinde de yaşar.

Sinema, gerçekten büyülü bir yerdir.

Güzel sanatlar dünyasının en büyük eseri insanın kendisidir.

Yaşam, zorlukların üstesinden gelme sanatıdır.

Yalan söylemek bir sanattır, herkesin yapamayacağı bir iştir.

Gerçek sanatçının tek yolu, doğaya sadık kalmaktır.

Eserimdeki kadın, hep onunla yaşamak istediğim kadındır.

Bir kadının çıplak resmini çizmek, onunla ilişkiye girmek gibi değil. Daha zordur, daha tehlikelidir.

Bir kadının çıplak resmini çizmem, onunla yatmam demek değildir.

İnsanı eski bir tabloya benzetebilirim; aşk, bir ressamın çalışması gibidir.

Eserimin tamamını görmeye hazır değilsin.

Bir kadını çıplak çizmek, onunla sevişmek kadar zordur.

Beni sevmek, benimle yaşamak isteyen kadınlar oldu; ama hiçbir zaman hiçbiri, eserimi sevmedi.

Hiçbir zaman bir kadını çıplak resmetmedim.

Sanatım için ölebilirim, ama aşkım için asla.

Ben bir kadınım, ama bir sanatçıyım.