Ağlama! Ağlamak yok! Oyunda ağlama!

Futbol sadece bir oyun değil, bir sanattır. Ve ben her zaman resim yapmaya çalışıyorum.

Hayatta en büyük zevkim, kafamı boşaltıp sadece koşmak.

Koşu ve yaşam arasında benim için bir fark yok.

Dövüş, sadece bir spor değil, aynı zamanda bir sanattır.

Ben bir sporcu değilim. Ben bir atletim.

Koşmak benim için bir ibadettir.

Zafere koşanlar yarışmazlar, sadece koşarlar.

İnanç, koşuyu ne kadar sevdiğini gösterir.

Ben bir koşucuyum. Ve koşmam gerekiyor.

Koşu, içimdeki ateşi ateşler.

Koşmak, bir fırsattır. Hiç kimse, size koşmamanızı söyleyemez.

Bazen düşünmeniz gereken tek şey, koşmaktır.

Benim için koşu Tanrı’ya yaklaşmanın bir yoludur.

Hayatta iki türlü insan vardır, futbol oynayanlar ve tribünde bağıranlar.

Benimle buluşmaya gel, seni şampiyon yapacağım.

Koşmak, kendimi daha güçlü hissetmemi sağlıyor.

Koşmak yalnızca vücudu güçlendirmek değil, ruhu da güçlendirir.

Birisi sadece koşarken Tanrı’ya yaklaşabilir, çünkü Tanrı onu yarattı ve koşmaya koşarken ona benzemeye çalışır.

Gel, sen de oynarsın. Birlikte futbol oynayalım!