Kilise tüm günahları affeder, ama aşkın günahını asla.

Hayatta bir seçim yapmalısın: Ya tanrıya tap, ya da tanrı ol.

Cennet nerede, Tanrı nerede?

İnsanların sesini duyun, Tanrı’nın sesi.

İnsanlar burada dua etmek için gelirler. Ama Tanrı’nın dikkatini çekmek için beni seyrederler.

Ben bir müslümanım, bir hinduyum, bir sikh’im, bir hristiyanım. Ben bir insanoğluyum.

Bir kedinin bile tanrısı var. Peki, bizimkisi kim?

Burada kimse yok. Sadece biz varız. Ve Tanrı.

Tanrı’nın sırları, Tanrı’ya aittir.

Aşk, Tanrı’dır; Tanrı, aşk. Tanrı’nın aşkı budur.

Gözlerinizi kapatın ve kulak verin. Tanrı, onları birbirinden ayırdetmek için kulaklarımızı yaratmıştır.

İncil’in kopyasını çalmanın günah olduğunu söylemiyorum. Sadece onun kopyasını çalmakla kalmadınız aynı zamanda Tanrı’nın gerçeklerini de çaldınız.

Seni seviyorum, ama sen Tanrı’ya inanıyorsun. Ben ise Tanrı’yı tanıyorum.

Benim Tanrım, senin Tanrın, hatta hiç Tanrı olmayanların Tanrısı bile var.

Seni sevmek ibadet etmek gibidir, bir tür sevgili ibadeti.

Belki gerçekten Tanrı’yı görebilir ama onun çirkin olduğuna inanamazsınız.

Eğer Tanrı varsa, insanların saygı duyduğu bir varlık olmalı.

Bir köylü, dini kitaplara inanır. Kitaplarla dinlenir. Bir köylüye bir kitap ver, bir köylüye iki kitap ver. Bir köylüye üç kitap ver. Bir köylüye dört kitap ver. Bir köylüye beş kitap ver. Bir köylüye altı kitap ver. Bir köylüye yedi kitap ver. Bir köylüye sekiz kitap ver. Bir köylüye dokuz kitap ver. Bir köylüye on kitap ver. Bir köylüye on bir kitap ver. Bir köylüye on iki kitap ver.

Dört din var. İngilizlerin dini, Müslümanların dini, Hinduların dini, Hristiyanların dini. Ama kime sorarsan sor, hepsinin dini para.

Benim Tanrım, bir Tanrı değil, tüm Tanrıları içinde barındıran bir Tanrı.