Hayat, limonata yapmak için verilen limonlardan ibarettir.

Bir keresinde onun için bir pasta yaptım. O kadar kötüydü ki, hala hatırlarım.

Para biriktirmeye ihtiyacımız var çünkü bebek yapmaları pahalı bir zevktir.

Bana sorarsanız, bu kıyafetle yakışıklı bile olabiliyorum.

Dünya, zaten belalı bir yer. Ben de biraz daha bela ekleyip, iyilik yapmak istiyorum.

Bir Yahudi’nin parası, iki Yahudi’nin parasıdır.

Ölüm düşüncesi beni korkutmuyor, sadece aniden ölmek istemem. Benim için önemli olan, ölümden önce kahvaltı yapabilmek.

Kadınlar ve uçaklar hakkında konuşmayalım, iki konuda da fazla bilgili değilim.

Ölüm, neşeli bir iş değil.

Bu gezegenin havası çok kötü. Benim nefesim seninkinden daha kötü.

Herkes bir şekilde ölür; ben de en azından biraz eğlenmek istiyorum.

Belki de hayat, kendi başına çoraptan bir şeyler yapmaya çalışmaktan ibarettir.

Bir insanın kalbine giden yol midesinden geçer.

Benimle evlenmek ister misin? Çok sıkıcı olmayacağımı söz veriyorum.

Kötü bir günüm vardı, anladın mı? Senin gibi bir polis geldi, onu daha da kötü yapmak için elimden geleni yaptım.

Peki, senin gibi bir aptal buldum, ne yapacağımı bilmiyorum.

Hayat, bir sandviç gibidir. Ne kadar sıkıntılı olursa o kadar iyi olur.

Gel, bize de akıl ver.

Kendi kendine durma, bu bir sürüş dersi!

Kötü bir mizah anlayışı, hayatı kolaylaştırır.