Yaşamak için değil, yaşamak için ölmek için savaşıyoruz.

Ölüm, sadece bir adımdır. Savaş asıl korkunç olan şeydir.

Köylülerin elleri sadece tarlasını sürmek için değil, silah tutmak içindir.

Savaş, insanların en kötü yanlarını ortaya çıkarır.

Ben bir askerim. Sadece ölümü bekliyorum.

Savaş, barışa ulaşmanın bir aracı olabilir, ancak barışı getirmeyi garanti etmez.

Düşmanlarımızı yok edeceğiz ve zafer kazanacağız!

Savaş, insanın içindeki korkaklıkla cesaret arasındaki mücadeledir.

Zaman, savaşın en sadık müttefikidir.

Kılıç, sadece savaşın sonucunu belirlemez; aynı zamanda niyeti de gösterir.

Beni dinle, en zoru savaşmak değil, savaşmamak.

Barışı aramak, en zor savaştır.

Topraklar için savaşanlar, toprak altına girerler.

Savaşın kazananı olmaz, sadece kaybedeni vardır.

Savaş, insanların ne kadar aptal olduğunu gösterir.

Kılıcım, sadece Tanrı’nın düşmanlarına hizmet etmek için çekilir.

Bir gün öleceğimizi bilsek de, yine de savaşmamız gerekir mi?

Bu düşmanlarımız, Tanrı’nın hükmüyle karşı karşıya geldik.

Savaşta en zor olan şey, savaşmamaktır.

Burada sadece bizim uğruna savaştığımızı mı sanıyorsun?