Gerçek adalet, kendi içimizdeki savaşın sonucudur.

Savaşın kokusu vardı; her yerde, her zaman. Köylerde, ormanlarda, nehirlerde. Savaşın kokusu.

Özgürlük, bazen savaşmayı gerektirir.

Savaş, barış için değil, adalet için yapılmalıdır.

Gerçek savaş, insanların kalbinde başlar.

Bir savaşçının en büyük silahı, kalbidir. İnanç, en güçlü kalkanı oluşturur.

Savaş, strateji ve taktiklerin sürekli değiştiği bir oyun gibidir. Gücünüz yettiği kadarını yapmalısınız.

Savaşın kazananı yoktur, sadece kaybedenleri vardır.

Savaşı kazanmak için, sadece düşmanları değil, dostlarını da tanımalısın.

Savaşta herkes biraz ölür.

İnsanlar, ellerindeki silahla birlikte doğmuşlardır.

Bazen insanlar sadece korktukları için savaşırlar.

Yaşamak, görkemli bir savaşçı gibi ölmek istemektir.

Bir asker bir gün nehrin kenarında çamaşır yıkarken vurulur mu?

Savaşın mantığı, insanı tanımanızdır.

Hayat bir savaştır. Kimi zaman kazanırız, kimi zaman kaybederiz.

Gerçek adaleti aramak, içimizdeki savaşı kazanmaktır.

Bu, hayatta kalma savaşıdır, bunun kuralları yok.

Burada yaşayanlar artık biziz. Ve burası cehennem.

Korku, savaşın en büyük düşmanıdır.