Bir samurayın kılıcı tanrısal bir nesnedir.

Kılıcının keskinliği, savaşçının kalbinin gücüdür.

Kılıç, sadece gücün değil, aynı zamanda aklın da bir uzantısıdır.

Kılıç, sadece bir silah değil, bir zihin durumudur.

Bir adamın kılıcı, onun ruhunu yansıtır.

Kılıç, doğru adamın elinde bir hazine gibidir.

Bir kılıcın korkutuculuğu, onu taşıyanın kalbinin derinliğindedir.

Bir kılıç sadece bir kılıç değildir, aynı zamanda bir ahlak kitabıdır.

Kılıçların ateşi, sadece savaşın sona ermesine değil, barışın başlamasına da neden olabilir.

Bir kılıç sadece bir kılıç değildir, aynı zamanda bir ruhtur.

Bir kılıcın ruhu ve vücudu vardır. Onu sadece vücuduyla kullanırsan, ruhu seni terk eder.

Kılıcımı çektiğimde, onu ya hayatımla ya da onun hayatıyla geri koyarım.

Kılıcımı çektiğimde, bütün dünyayı unuturum. Sadece kendimi ve rakibimi düşünürüm.

Kılıcımı sadece bir amaç için çekerim, o da barışı sağlamak.

Kılıç, doğru ellerde bir dost, yanlış ellerde bir canavardır.

Kılıcım her zaman haklılık için çıkarım.

Bir kılıcın yalnızca keskin olması yetmez, aynı zamanda doğru ellerde olmalıdır.

Bir kılıç, hem huzur getirir hem de kargaşa.

Kılıç, taşınan ağırlıktan öte manalar taşır. Özgürlük, adalet, onuru taşır.

Bir kılıç, hem koruyucu hem de yıkıcı olabilir.