Yaşamak, bir şeyleri yapmak demektir. Sadece oturup düşünmek değil.

Bir taşın üzerindeki yaşam, onun oyunu ve tahtasının anısıdır.

Yaşamak, bu kadar kolay olmamalı. Ölümün anlamı olmalı.

İnsan ne zaman öleceğini bilemez, o yüzden yaşamalı.

Hayat, bir film şeridi gibi akıp giderken, her anını doya doya yaşamak gerek.

Hayat, yarın ne olacağını bilmemekle güzeldir. Anın tadını çıkarmak için elimizde sadece bugün var.

Bir gün herkes ölür ve her şey biter. Ama hala yaşıyorsak, belki bir şeyler yapabiliriz.

Hayat çok kısa ve çok karmaşık bir şeydir. Ama bir şeyi öğrendim: Herkes ölür, ama herkes gerçekten yaşamaz.

Herkesin hayat bir hikaye, ama benim hikayem kısa.

Bir insan ancak öldüğünde gerçekten yaşamaya başlar.

Hayat, yarın ne olacağını asla bilemeyeceğimiz bir yolculuktur. Bu yüzden bugünü en iyi şekilde yaşamalıyız.

Hayatımızı yaşarken, geleceği düşünmeyi unutuyoruz.

Hayatta en büyük lüks, huzur içinde ölmektir.

Hayat kısa, her anı kucaklamalıyız.

Hayat, bir soluktur. Ne kadar sürdüğü değil, nasıl yaşandığı önemlidir.

Ölümün gölgesi, hayatın anlamını açığa çıkarır.

Bir gün öleceğiz, belki de o gün değerini bileceğiz yaşamın.

Hepiniz birer canisiniz, hepiniz. Bu ülkede kan dökülmeye doymadınız mı?

Bir insanın hayatı, bir film şeridi gibidir. Tekrarlanamaz, her kuşak sadece bir kez yaşar.

Bir kadının yaşamı sadece birkaç savaşla anlatılamaz.